Kategori arşivi: Çocuk ve Anne

Çocuk Özlemi Çeken Bir Dostun Hayat Hikâyesi

Çalıştığım iş yerindeki bir amcadan bahsetmek istiyorum size bugün. Amcanın adını vermek yerine kod isim olarak Hakan adını kullanmak istiyorum. Geçen gün sohbet ederken laf arasında torun falan var mı sen de diye sordum biraz duraksadıktan sonra çocuğum bile yok dedi. Söyleme şeklinden anladığım için niye yok demeye dahi gerek duymadım. Belli ki istemişler ama çocukları olmamış. Amcamız çok iyi bir insan, bazen ters konuşmaları olsa da özünde çok iyi niyetli, şakacı dünyalar tatlısı diyebiliriz.çocuk özlemi, çocuk özlemi çekme, çocuk özlemi çeken arkadaşBu diyaloğumuzun üstünden birkaç dakika geçtikten sonra başladı kendisi anlatmaya. Şu hayatta sadece bir tane yapmak istediğim büyük bir şey kaldı gerisi elbet olur bir şekilde dedi. Ne o yapmak istediğin şey hakan amca dedim. Evlatlık alacağım ama hayalim yurda verilmiş iki kardeşi evlat edinmek dedi. Niye dedim? Çoğu zaman kardeşleri ayırıyorlar, öyle evlat ediniyorlar, ben istiyorum ki kardeşler ayrılmasın düzgün bir aile yanında büyüsün, güzel bir hayatları olsun dedi.

Sizi bilmiyorum ama bu naif düşünce beni gerçekten etkiledi. Çocuk özlemi duymak çok farklı bir şey elbette ama bu özlemini gidermek için evlat edineceği çocukların kardeş olması için yıllardır bekleyen bir adamdan bahsediyorum size, bu durum sizi nasıl etkiler bilemiyorum. Bahsi geçen amcanın maaşı asgari ücretin çok az üzerinde. Çalışabildiğim kadar çalışıp evlat aldığım çocuklara bakarım, emekliye de ayrılacağım az kaldı zaten gibi bakarım diyor.

Ekonominin çok da iyi olmadığı şu günlerde evlat ana babasına, ana baba kendi evladına 3 kuruşu çok görüyorken Hakan amcanın evlatlık çocuk alıp birkaç bin liralık maaşıyla onlara iyi bir gelecek, en azından elinden geldiğince iyi bir gelecek sunmak istemesi hala insanlıktan umudumuzu kesmemek için bana güç veriyor.

Hayatta hep kötü şeyler olacak diye düşünürseniz emin olun kötü şeyler olur. Eğer iyi şeyler olacak diye düşünür, buna göre yaşamaya çalışırsanız göreceksiniz ki en kötü gününüzde dahi ayakta durmaya gücünüz olacak. Kendinize iyi bakın…

Ergenlik Nedir?

Ergenlik bireylerin çocukluktan büyüme dönemine geçiş sürecidir. Ergenliğe geçiş sürecinde çocuklar fiziksel anlamda değişip büyürken fiziki özellikleri de artık gençliğe adım atma noktasında değişkenlik gösterir. Çocuklar bu dönemde fiziksel gelişimin yanı sıra cinsel anlamda da kendini tanımaya başlar. Cinsel bulgular bu dönemde oluşmaya başlar. Süreçte üreme fonksiyonları da gelişir ve ergenlik süreci tamamlanana kadar tüm fonksiyonlar tamamlanır. Her çocuk ergenlik sürecini farklı yaşar. Bu yüzden ergenlik süreci kişiye özeldir ve farklı yaklaşım gerektirir. Kız ve erkek çocuklarda ergenlik belirtileri ve süreci de farklılık gösterir.ergenlik dönemi, erken ergenlik dönemi, ergenlik dönemi ne demekErgenlik Kaç Yaşında Başlar? Belirtileri Nelerdir?

Kız çocuklarında ergenlik yaşı 10, erkek çocuklarda ise 11 olarak belirtilmektedir. Bu durum kemik gelişimi ile alakalı olup, kız çocuklar kemik gelişimini erkek tamamladığı için ergenliğe erkek çocuklardan önce girer. Hatta erkek çocuklarda bu yaş 12 olabilir.

Kız Çocuklarda Ergenlik Belirtileri

Meme ucu tomurcuklanması ile kız çocuklarda ergenlik belirtileri başlar. Genital bölge koltuk altında tüylenme başlar. Adet kanaması da bu süreçte kız çocuklarında görülen ve olması gereken belirtiler arasında yer alıyor. Adet kanaması diğer belirtilerden sonra başlar ve ergenliğin tamamlanması olarak ifade edilir.

Erkek Çocuklarda Ergenlik Belirtileri

Yumurtalık hacminde artış başlar. Genital bölge ve koltuk altında tüylenme ve genital bölgede renk değişmesi ve koyulaşması da erkek çocuklarda ergenlik belirtileri arasında yer alır. Penis boyunda büyüme olur. Sabah ejakülasyonu da bu süreçte gözlemlenen belirtiler arasında yer alıyor. 13-14 yaşlarında sesleri kalınlaşmaya başlar.

Ergenlik Tedavisi Nedir? Hangi Durumlarda Yapılır?

Ergenliğe erken giren çocuklarda bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Örneğin ergenlik sürecine erken girmek fiziksel anlamda etkilidir. Boyunun uzaması durabilir ve kemik gelişimi erken tamamlanabilir. Veya kız çocuklarında ergenlik dönemi erken başladığında adet olma yaşı düşebilir. Bunun için ergenlik tedavisi yapılabilir. Tedavinin en geç 8-9 yaş aralığında yapılması gerekir. Yaş ilerledikçe tedavinin bir faydası olmaz. Boyu hızlı büyüyen çocuklarda tedavi gereksinimi, çocuğun genetik yapısına ve kemik gelişimine bağlı olarak değerlendirmelidir. Her boyu kısa veya her boyu uzun çocuk için tedavi yapılamaz.

Otizm dezavantaj değil, farklılıktır!

Otizm nedir?

Otizm, yaşamın ilk 3 yılında teşhis edilebilen, beyin ve sinir sisteminin farklı yapı veya işleyişinden kaynaklandığına inanılan doğuştan gelen bir nörobiyolojik bozukluktur. Sözlü ve sözsüz iletişim eksikliği nedeniyle çevre ile etkileşime girebilen ve kişiyi kendi iç dünyası ile baş başa bırakan otizm, kişilerin sosyal iletişimini, etkileşimini ve davranışlarını olumsuz etkilemektedir. Otizme bağlı bozuklukların nörolojik nedenlere bağlı olduğu düşünülür ve ilk 18 ay tanı için en önemli dönemdir. Erkek çocuklarda kızlara göre 3-4 kat daha sık görülen otizm bir akıl hastalığı değildir ancak belirtileri benzer belirtilere neden olabilir. Otizmli kişilerin sadece ‘u güçlü hafıza, sanatsal yetenek vb. gibi üstün işlevlere sahiptir.otizm nedir, otizm ile başa çıkma, otizm ne demekSemptomlar neler?

Otizm tanısının konabilmesi için belirtilerin sosyal iletişim, kısıtlayıcı ve/veya tekrarlayıcı davranışlar, ilgi ve etkinliklerle ilgili sorunlar, dil ve konuşma ile ilişkili gelişimsel sorunlar olmak üzere üç farklı boyutta gözlenmesi ve genel durumun sınırlar içinde değerlendirilmesi gerekir. “Otizm Spektrum Bozukluğu”.

Bilinen Belirtiler:

Davranışları yaşıtlarından farklı

Gözlerine bakma, konuşma

İsmiyle seslenildiğinde cevap vermiyor

Komutları anlamada zorluk

Ne söylendiğini dinlemeyin ve/veya anlamayın

Aynı şeyi defalarca tekrarlamak

Dikkat sorunları

İlişki sorunları

hiperaktivite durumu

Takıntılı davranışlarda bulunmak

Nesnelerin yalnızca bir kısmına odaklanma

alkışlamak, sallamak, gürültü yapmak

Otizmde Ebeveynlerin Rolü

Ebeveynleri otizm hakkında bilgilendirmek ve sürece aktif olarak katılmak, her türlü girişimin ve gelişimin ayrılmaz bir parçasıdır. Ebeveynler çocuğun gelişim evrelerini, yaşının yaşına uygun olup olmadığını yakından takip etmeli, düzenli olarak doktora gitmeli ve şüpheli durumları doktora bildirmelidir. Çocuklardaki tüm gelişimsel gecikmeler önemlidir ve göz ardı edilemez

Tedavi planlaması çok yönlüdür çünkü her çocuğun farklı güçlü yönleri vardır ve desteğe ihtiyacı vardır. Araştırma bulguları, otizmin erken tanınması ve erken müdahale, bozukluğun seyrini olumlu yönde etkiler. Bu nedenle erken teşhis, çocuğun uyum becerilerinin geliştirilmesi ve gelecekteki işlevselliği açısından oldukça önemlidir. Otizm spektrum bozukluklarının bireyler arasındaki yüksek değişkenliği ve zaman içindeki gelişimi, klinik tanı ve tedavi için bazı zorluklar doğurabilir.

Otizmde özel eğitim

Tıbbi tedaviler olmasa da, otizmde yaygın olan dikkat eksikliği, hiperaktivite ve kompulsif davranış gibi semptomları tedavi etmek için çeşitli tedaviler kullanılabilir. Otizm tedavisinde hedef; çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişkinin düzenlenmesi, empati kurma yeteneğinin geliştirilmesi, iletişim arzusunun yaratılması. Yöntemleri özel eğitim ve psikoterapidir. Otizm şüphesini artıran her durumda, çocuklarda iletişim becerilerini geliştirmek için özel eğitim yaklaşımları gereklidir. Özel eğitimle belirlenen tedavi süresi ayda en az 6 saat olmalıdır. Ancak özel eğitim programları özellikle 3 yaşından önce başlamalı ve ayda en az 40 saat olarak planlanmalıdır. Yoğun ve sürekli eğitim programları ve erken davranış terapisi yoluyla çocukların bağımsızlık ve temel sosyal beceriler kazanmalarına yardımcı olmayı amaçlamalıdır.

Anne Karnındaki Bebeğe Yapılacak Testler

İlk 14 hafta: Gebeliğin ilk 14 haftası veya ilk 3 ayı “ilk trimester” olarak kabul edilir. Gebeliğin bu ilk günlerinde annenin sağlığı ile ilgili elde edilecek bilgiler, gebelikte karşılaşılabilecek sorunlar hakkında doktoru bilgilendirir ve alınabilecek erken önlemlerle gebeliğin seyrini olumlu yönde etkiler.bebek testleri, bebeğe yapılan testler, anne karnında bebeğe yapılan testler nelerdirİlk muayenelerde gebenin önceden var olan sağlık sorunları ve önceki gebelikleri, ailedeki kalıtsal ve kronik hastalıkları, sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı ile ilgili bilgiler sorgulanır. Riski yüksek olan gebeler, fizik muayene, ultrason sonuçları ve testler ile sürecin erken safhalarında tespit edilir. Tam kan sayımı, HBsAg tespiti, anne ve baba kan grubu ve Rh durumu, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, kızamıkçık (kızamıkçık) kan testi, idrar tahlili, rahim ağzı sitolojik muayenesi (son 12 ay içinde yapılmamışsa smear), açlık kanı şeker, şeker yükleme testi. Ultrasonografi, gebeliğin sağlıklı normal bir intrauterin gebelik olup olmadığını ve gebelik haftasını belirlemek için yapılır.

11-14 hafta: Ayrıntılı ultrason muayenesi için yaka kalınlığı, duktus venosus Doppler ve gerekirse kalp kapak Doppler ölçümü ve burun kemiği değerlendirmesi ikili tarama testi ile birleştirilir. Bu nedenle, bir çocuğun Down sendromu gibi önemli kromozomal anormallikleri tahmin etme şansı yüzde 90’dır. Detaylı ultrason muayenesine ek olarak; Anensefali, karın ön duvarı anormallikleri, mesane ve nörolojik sistemin ciddi anormallikleri, çocuğun gelişiminde erken teşhis edilebilir. Uterus arterindeki kan akışının Doppler ölçümleri, hamilelik sırasında ortaya çıkabilecek sorunları tahmin edebilir. Riskli bir gebelikte 10. haftadan itibaren anne kanında serbest fetal hücre tespiti (DNA testi) yapılabilir.

14-28 hafta: Hamileliğin ikinci 3 ayı “ikinci üç aylık dönem” olarak kabul edilir. Bu nedenle, fetal kusurların (yapısal anormallikler) tespit edilebildiği ikinci 3 ay, hamileliği izlemek için kritik öneme sahiptir. Bu dönemde riskler ve öncelikler dikkate alınarak aşağıdaki anketlerin yapılması gerekmektedir: 18-22. Ayrıntılı ultrason, uterin arterde 35 haftada kan akışının Doppler ölçümü, 35 yaş üstü hamile kadınlar için amniyosentez, kardiyak anormallik şüphesi olan hamile kadınlar için 20-24 haftada fetal ekokardiyografi, 24-28 glikoz testleri, tam kan sayımı ve tam kan sayımı idrar tahlili… Son beş yıl içinde tetanoz aşısı olmayan veya hastane ortamında doğum yapmayacak olan anne adaylarına 20. haftada tetanoz aşısı yapılmalıdır.

28 haftadan doğuma: Gebeliğin üçüncü üç aylık dönemi “üçüncü üç aylık dönem” olarak kabul edilir. 32-34 haftada; Fetal gelişim ultrasonografisi bebeğin, amniyotik sıvının ve plasentanın gelişimini değerlendirir ve ayrıca rahim damarlarındaki akımları da inceler. Ayrıca Rh faktörünün uyumsuzluğu durumunda kan tekrar test edilirken gerekli önlemler alınır ve vajinadan ekim yapılır. Gebeliğin 37. haftasından itibaren haftalık NST takipleri yapılır ve 40. haftadan sonra doğum gerçekleşmemişse 3 günde bir biyofizik profil veya NST ve amniyotik sıvı ölçümü yapılır.

Amniyotik sıvı çok şey anlatıyor

Hamileler için standart tarama testleri olan birinci veya ikinci trimesterde tarama testleri (ikili, üçlü ve dörtlü tarama testleri); Hormonal kan testleri ve ultrason verilerinin sonuçları dikkate alınır. Bu testler, yüksek riskli annelerin çocuklarında kromozom anormallikleri olup olmadığını belirlemek için koryonville biyopsisi (CVS), amniyosentez ve kordosentez gibi girişimsel tanı prosedürlerini kullanır. En yaygın yöntem amniyosentezdir. Bu süreçte; Bebeğin hücreleri, bebeğin bulunduğu amniyotik sıvıdan örnek alınarak kültür ortamında çoğaltılır. Böylece kromozomların olası sayısal ve yapısal kusurları analiz edilir.

Genetik iz bırakıyor

Hamilelik sırasında bebeğe ait hücrelerin bir kısmı anne adayının kanında dolaşır. Serbest fetüs DNA testi; Bu hücrelerde bebeğin genetik materyali olan fetal DNA, gebeliğin 10. haftasından itibaren anne kanında incelenir ve fetal hücrelerdeki kromozomlar incelenir. Kesin bir tanı testi olmasa da güvenilir bir tarama testi olarak kabul edilir. Aşağıdaki durumlarda ücretsiz bir fetal DNA testi önerilir: doğumda 35 yaşında veya daha büyük, fetal ultrason ile saptanan anöploidi (kromozomal anormallik) riskinde artış,

İsilik nedir?

İsilik, tıkalı bir ter kanalından kaynaklanan çeşitli deri döküntülerine verilen genel bir isimdir. Tıbbi adı miliary olan döküntü de dört gruba ayrılır: kristalin dikenli ısı, kırmızı dikenli ısı, derin dikenli ısı ve püstüler dikenli ısı.

İsilik genellikle bebeklerde görülmekle birlikte bebeklerde yaygın değildir. Özellikle sıcak ve nemli havalarda yetişkinleri de etkiler. Genellikle kendiliğinden düzelen daha şiddetli döküntüler tıbbi müdahale gerektirebilir.isilik nedir, isilik nasıl geçer, isilik belirtileriBununla birlikte, cildi soğutmak ve terlemeyi önleyici tedbirler almak, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda döküntülerin tedavisinde neredeyse her zaman ilk adımdır.

Isı döküntüsüne ne sebep olur?

Normal koşullarda vücut, ortam sıcaklığındaki artışa karşı termal bir denge sağlamak için ter bezlerinin ürettiği terle birlikte fazla ısıyı da uzaklaştırır. Terin buharlaşması vücudun soğumasını sağlar.

Bu aşamada çevresel veya diğer faktörlerden dolayı vücutta terleme artmışsa ter kanallarında tıkanma ve kist gelişimi ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Tıkanmış ter kanalları nedeniyle dışarı atılamayan ter, cildin alt katmanlarından üst katmana sızarak isilik şeklinde kendini gösteren bir reaksiyona neden olur.

Geceleri çok kalın giysiler giymek veya elektrikli battaniyenin altında uyumak, uzun süreli aşırı ısınmaya ve sonuç olarak kızarıklığa neden olabilir. Döküntü tropikal iklimlerde veya sıcak ve nemli yaz havalarında ortaya çıkabilir.

Yoğun egzersiz, sıkı çalışma veya aşırı terlemeye neden olan herhangi bir aktivite kızarıklığa neden olabilir. Isilik, uzun süre yatakta kalması gereken kişilerde, özellikle ateşleri varsa ortaya çıkabilir.

Bebeklerde kızarıklığa ne sebep olur?

Açık tenli ve çok küçük çocukları olan çocuklar, terledikten sonra veya ateşli bir hastalıktan sonra isilik geliştirebilir. Bunun temel nedeni, yenidoğanların ter kanallarının henüz tam olarak gelişmemiş olmasıdır. Olgunlaşmamış ter kanalları kolaylıkla tıkanır.

Bu tıkanıklık nedeniyle ter, cilt altında kalır ve ter kanallarını kolayca parçalayabilir. Bir bebekte, özellikle ısı kaynaklarına çok yakınsa, çok sıkı veya dar giyinmişse veya ateşi yüksekse, yaşamın ilk haftasında isilik gelişebilir.

Hassas bebek cildi nedeniyle çok kalın, sıkı veya sentetik kumaşlar kullanmak ve çocuk bezini yeterince sık değiştirmemek isiliklara neden olabilir. Bunun olmasını önlemek için düzenli olarak ılık suyla banyo yapmak veya duş almak önemlidir.

Çocuğu terletmeyecek pamuklu giysiler giydirmek ve çocuğun zayıflığı hava şartlarına uygun olacak, aynı zamanda eğer çocuk terliyorsa düzenli olarak terli kıyafetleri değiştirmek mevcut kızarıklığın gerilemesine yardımcı olacaktır.

Gebelik Zehirlenmesi Nedir?

Gebeliklerin% 2-5’ini etkileyen preeklampsi, gebelik zehirlenmesi anne ve bebek ölümlerinin en önemli nedenlerinden biri olarak tanımlanmaktadır. Hastalığın ortaya çıktığı gebelikte çocuklarda anne karnında bodur büyüme olasılığının normal gebeliklere göre daha yüksek olduğu iddia edilmektedir.gebelik zehirlenmesi, gebelik zehirlenmesi nedenleri, gebelik zehirlenmesinden korunmaHastalık 32. gebelik haftasından önce gelişirse gebeliğin erken döneminde zehirlenme, daha sonra gelişirse geç gebeliğin zehirlenmesi olarak kabul edilir. Erken gebelikte zehirlenme (preeklampsi), gebelikte şiddetli (şiddetli) zehirlenme (preeklampsi) olarak da tanımlanmaktadır. Özellikle erken gebelikte (preeklampsi) zehirlenmenin önceden tahmin edilmesi ve önlenmesi günümüzde tüm dünyada jinekologlar ve kadın doğum uzmanları için en önemli konulardan biridir.

Semptomlar

Hamilelikte görülen zehirlenme belirtileri aşağıda sıralanmıştır:

Baş ağrısı

Görme bozukluğu (özellikle bulanık görme) veya körlük

Bilinç değişiyor

Nefes darlığı

Ödem

Karın üzerinde veya sağ üst karın bölgesinde ağrı

Aşırı yorgunluk ve halsizlik

İstemsiz kasılmalar

Gebeliğin ikinci yarısından itibaren gelişen hipertansiyon.

İdrardaki protein.

Vücutta şişlik.

Azalmış oksijenasyon.

Hipertansiyona bağlı böbrek yetmezliği.

Görme kaybı.

Karaciğer disfonksiyonu.

Bu durum beyni etkilediğinde, epileptik nöbetlerle başlar – bir baş ağrısı (eklampsi olarak adlandırılır) ve ardından bir beyin kanaması meydana gelebilir. Ölümcül sonuçlar karaciğerde yırtılma, böbrek yetmezliği, vücutta büyük kanama ve beyindeki kanamadır.

Ayrıca preeklampsinin gebelikte hipertansif hastalıklar kategorisine girdiği düşünülürse, gebelikte yüksek tansiyon da hastalığın uyarısı olmalıdır.

Hamilelik sırasında zehirlenme (preeklampsi); Bu, yırtılmış karaciğer, böbrek yetmezliği, vücutta büyük kanama ve beyindeki kanamadan ölüme yol açabilir. Hastalık beyni etkilediğinde, anne adayı önce epilepsi-baş ağrısı (eklampsi adı verilir) yaşar ve daha sonra beyin kanaması gelişebilir.

Teşhis yöntemleri

Hamilelik sırasında zehirlenmeyi teşhis etmek için hamile kadının geçmişini dikkatlice incelemelisiniz. Hastalık genellikle 35 yaş üstü gebelerde, ilk gebeliği olanlarda, vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olanlarda, önceki gebeliğinde preeklampsi geçirmiş kişilerde, vasküler hastalığı olan kadınlarda ve tedavi ile hamile kalmak …

Ek olarak, gebelik sırasında ailesinde zehirlenme öyküsü olan kişiler (preeklampsi) ve böbrek hastalığı, hipertansiyon veya diyabet gibi tıbbi rahatsızlıkları olan hamile anneler de risk altındadır. 11-13. Gebelik haftalarında kan basıncının ölçülmesi hastalığın teşhisinde çok önemli rol oynar.

Doktorunuz gebelik zehirlenmesinden (preeklampsi) şüphelenirse, karaciğer enzim testleri, serum kreatinin ve ürik asit seviyeleri, tam kan sayımı ile kan testleri ile belirlenebilen idrar testleri gibi testler isteyebilir.

Tedavi yöntemleri

Gebelikte zehirlenmenin tedavisi, gebeliğin sonlandırılması yani anne ve çocuk için uygun koşullar oluşturulduktan sonra doğumdur. Hamileliğin hafif zehirlenmesi (preeklampsi) durumunda, hamilelerin tıbbi tedavisi ve tıbbi bakıma bağlı olarak gebelik 37. haftanın sonuna kadar izlenebilir. Daha şiddetli preeklampsi için, 34. haftadan itibaren doğum gerçekleşebilir.

Gebeliğin 12. haftasından (12-16 hafta) başlayarak, yüksek riskli hastalarda bir doktor gözetiminde düşük doz aspirinin, bebeklerde preeklampsinin erken başlangıcını, belirti ve semptomların hafiflemesini ve büyüme geriliğini azalttığı bilinmektedir.

Yüksek risk altında olan ve diyetlerinde kalsiyum eksikliği olan hamile kadınlara ekstra kalsiyum verilmesi faydalı olabilir. Magnezyum takviyeleri almak da yardımcı olabilir. Düşük tuzlu, yüksek proteinli bir diyet, hipertansiyonu ve ödemi azaltmak için kullanılabilir. Ancak tüm bu önlemlerin bir hekim gözetiminde ve doktor tavsiyesi ile yapılması önemlidir.

 Yüksek tansiyonu kontrol altına almak için tansiyon ilaçları mutlaka doktor gözetiminde alınmalı ve tansiyonunuzu yakından takip etmeniz çok önemlidir.

Çocukların konuşma becerisi nasıl geliştirilir?

Ebeveynlerin bebekleriyle oynadıkları oyunlar veya aldıkları oyuncaklar çocuğun konuşma sürecini doğrudan etkiler. Televizyon ilk 3 yılda dil gelişimini olumsuz etkiler. Bu süreçte ebeveynler; Şarkı söylemek, onlarla tekerlemeler ve bilmeceler çalmak, oyuncak hayvanlarla konuşmak gibi teknikler sunuyor. Bilgisayar ve İnternet çağında doğan Z Kuşağı çocuklar, teknolojinin hem zararını hem de faydalarını görüyor. Z Kuşağı çocuklar teknolojinin sunduğu imkanlarla sınırları olmayan bir dünyayı keşfetse de televizyon seyretmek ve bilgisayar oyunları oynamak özellikle 3 yaş altı çocuklar için dil gelişimini olumsuz etkiliyor. Çocuklarda konuşmanın gelişimi 2 ile 5 yaşları arasında gerçekleşir. Zeka, işitme ve görsel algılama, çocuğun yaşadığı ortam ve sosyoekonomik koşullar dil gelişiminde rol oynayan faktörlerden bazılarıdır.çocuk konuşma becerisi, çocuklar nasıl konuşur, çocuklar dil gelişimiDil gelişimini etkileyen faktörler

Bebekler dili taklit ederek öğrenmeye başlarlar. Annenin sunduğu sözel uyaranlar konuşma gelişimini olumlu yönde destekler. Çocuğunuzla konuşmak, oyun oynamak ve kitap okumak dil gelişimi için çok önemlidir. Ebeveynlerin çocuklarıyla konuşmaları ve çocuğu dinlediklerini göstermeleri gerekir. Seslere yanıt verirken, çocuğu cesaretlendirmek ve memnuniyetini ifade ederek olumlu yanıt vermek önemlidir. Böylece çocuk öğrenmeye, denemeye teşvik edilir. Kalabalık ve gürültülü yerlerde oynamayı tercih ederseniz bu daha faydalıdır.

Hangi oyun veya oyuncak?

şarkı söyleyin

Tekerlemeler ve bilmeceler söyleyin

Oyuncak telefon, mikrofon gibi konuşup şarkı söyleyebilecekleri oyuncaklar.

Ortak eylemlerin tanımı

Numaralandırma (1-10’a kadar)

Bu arada resimli kitap okumak, konuşmak, soru sormak. Köpek nerede Bana bir elma gösterebilir misin? vb.

Oyuncak hayvanlar yapmak veya doğrudan bebek ile konuşmak

Televizyon ve video oyunları neden zararlıdır?

Çocuğun dil gelişimi olumsuz etkilenir.

Sosyal iletişim becerilerinin gelişmesi engellenir.

Duygusal durumların olumsuz bir etkisi vardır (örneğin korku, kaygı, öfke …).

Beyin gelişimi üzerindeki olumsuz etkisi nedeniyle algısal motor becerilerde; Dikkat eksikliği bozukluğu, öğrenme güçlüğü, okuma isteksizliği gibi gecikmeler ve sorunlar gelişebilir.

Görme sorunları, zayıf duruş, hareketsizlik ve ilgili obezite sorunları

Bebeklerde kolik nedir?

Sağlıklı bebeklerde uzun süre yaygın olan ağlama veya anksiyete, kolik olarak adlandırılır. Kolik, genellikle bir çocuğun sıkıntısının kendi kendini tanımlayan bir nedeni olmadığından ve bununla ilgilenmek rahatlama getirmeyebileceğinden, ebeveynler için özellikle sinir bozucu ve zor bir durum olabilir.

Kolikli bebeklerde nöbetler genellikle bebek yaklaşık 6 haftalıkken zirve yapar ve bebek 3 veya 4 aylık olduğunda önemli ölçüde azalır. Kolikli bir bebekte görülen aşırı ağlama zamanla azalsa da, kolik tedavisi yenidoğanın bakımına ağır bir yük bindirir.

Ebeveynler, kolik atakların hem şiddetini ve süresini hem de kendi streslerini azaltabilecek ve ebeveynler ile çocuklar arasındaki bağı güçlendirebilecek çeşitli adımlar atabilirler.

Koliklere ne sebep olur?

Ne yazık ki, bir çocukta kolik sendromun kesin nedeni henüz belirlenmemiştir. Sağlık uzmanları, kolik hastalığına duruma katkıda bulunan birçok faktörün neden olduğuna inanmaktadır. Bir takım nedenler araştırılmış olsa bile, neden doğumdan sonraki ilk ayın sonuna doğru başlıyor, durum bebekler arasında neden farklılık gösteriyor, neden nöbetler gibi sorulara kesin bir cevap bulamamıştır. genellikle günün belirli saatlerinde meydana gelir ve neden bunlara izin verilir.

Bununla birlikte, bir bebekte kolik gelişimine katkıda bulunan birkaç faktör olduğu bulunmuştur. Koliklere neden olduğu tespit edilen faktörler arasında, gelişmemiş bir sindirim sistemi, sindirim sistemindeki sağlıklı bakterilerin dengesizliği, aşırı yeme, yetersiz beslenme, nadiren geğirme, gıda alerjileri veya intoleransları, erken çocukluk dönemindeki migrenler, ailede stres veya anksiyete sayılabilir.

Kolik ile hangi komplikasyonlar ortaya çıkabilir?

Kolik, altta yatan ciddi bir sağlık sorunu olmadıkça çocukta kısa veya uzun vadeli sağlık sorunlarına neden olmaz. Ancak kolik ebeveynler için streslidir. Araştırmalar, kolik bebekleri olan ebeveynlerin, erken emzirme, yorgunluk, çaresizlik veya öfke duyguları, özellikle annelerde doğum sonrası depresyon riskinde artış gibi çeşitli problemler geliştirme riskinin daha yüksek olduğunu göstermiştir.

Kolik nasıl önlenebilir?

Kolik için risk faktörleri tam olarak anlaşılmamıştır. Araştırmalar cinsiyet, term veya erken doğum, mama veya emzirmenin kolik riskini etkilemediğini gösteriyor. Bununla birlikte, hamilelik sırasında veya doğumdan sonra sigara içen annelerden doğan bebeklerin kolik gelişme riski daha yüksektir.

Kolik belirtileri nelerdir?

Normal şartlar altında bir bebek, özellikle normal olan ilk üç aylık dönemde endişe ve ağlama yaşayacaktır. Bununla birlikte, bir çocuk için normal ağlama aralığını belirlemek zordur. Tipik olarak, bir bebeğe üç veya daha fazla hafta, haftada üç veya daha fazla gün boyunca günde üç veya daha fazla saat ağlarsa kolik teşhisi konabilir.

Bir bebekte kolik belirtileri ve semptomları genellikle ağlama ve anksiyete şeklinde kendini gösterir. Kolik ve ağlama, çoğunlukla çığlık atma veya ağrı ifadesi olarak görülebilen yoğun ağlama nöbetleri şeklinde ortaya çıkar. Bu ağlama, açlık ifadesi veya çocuk bezini değiştirme ihtiyacının aksine, görünürde hiçbir sebep olmadan gerçekleşir. Ağlama geçtikten sonra bile bebeğin kaygı ve rahatsızlık belirtileri geçmeyecektir.

Kolik ataklar genellikle akşamları ortaya çıkar ve zamanlamaları genellikle tahmin edilebilirdir. Bazı kolik vakalarında, çocuk geğirme veya eğilme nedeniyle rahatlayabilir. Sağlık uzmanları, bu gazın ağlarken yutulan aşırı havadan kaynaklandığına inanıyor.

Aşırı rahatsız edici ağlama, ağrıya veya rahatsızlığa neden olan bir hastalığa işaret edebilir. Yeni doğmuş bir bebeğin aşırı ağlaması veya diğer kolik belirti ve semptomları varsa, bir doktordan tıbbi yardım alın.

Çocuklarda Gelişebilecek Diyabete Hazırlıklı Olun

DİYABET TİP 1

Çocuklarda tip 1 diyabetin ortaya çıktığı 2 yaş aralığı vardır. Biri 5-7 yaşında, yani ilkokul, diğeri ergenlik. Ancak son yıllarda dünya çapında ve ülkemizde küçük çocuklarda görülme sıklığı artmıştır.çocuklarda diyabet, diyabet belirtisi, diyabet hastalığı ve önlemleriDiyabet yani diyabet, insülin eksikliği veya etkisizliği nedeniyle yüksek kan şekeri olarak tanımlanırken, tip 1 diyabet, pankreasın adacık hücrelerinin hasar görmesi ve yıkılması sonucu insülin eksikliğine bağlı oluşan bir durumdur. Tip 1 diyabetin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, sorumlu genetik yatkınlık, otoimmünite (vücudun kendi hücrelerine karşı savaşı) ve çevresel faktörler. Genellikle küçük çocuklarda ortaya çıksa da hayatın 12. ayından sonra her yaşta ortaya çıkabilir.

TEDAVİ SÜRECİ ÇOK DİKKAT BEKLİYOR

Tip 1 diyabet, ömür boyu insülin bağımlılığı gerektiren bir durumdur ve tek tedavi, eksik insülinin yerini almaktır … Günümüzde, çoklu insülin rejimi olarak adlandırılan bir tedavi rejimi, kısa etkili deri altı enjeksiyonları ve 1 veya 2 uzun etkili enjeksiyonları içermektedir. insülin günde 3 defa. Bu tedavi rejiminde, günde 7-8 kez çocuğun parmak uçlarıyla kan şekeri düzeyini ölçerek insülin dozlarının ayarlanması gibi bir nokta daha dikkate alınmalıdır. Bir insülin pompası ve kan şekeri sensörleri, birden fazla insülin rejimi kullanmak yerine metabolizmanızı çok daha rahat ve daha iyi kontrol etmenizi sağlar.

YENİ TEKNOLOJİLER VE PROSEDÜRLER UMUT VERİYOR

Güncel bilgiler ışığında şeker hastalığına yakalanacağımızı bilmek ya da gelişmesini engellemek mümkün değil. Sürekli insülin kullanımı gerektiren ve önlenemeyen tip 1 diyabet hastaları, diyabet tedavisi için son yıllarda geliştirilen yeni insülinler ve teknolojiler sayesinde sağlıklı, normal ve başarılı bir yaşam sürdürebilmektedir.

DİYABET İZLENİRKEN 3 HAYAT KURTARAN KURAL!

Çocuğunuzun diyabet izlemesine müdahale etmeyin. Hatırlamak; Aile, okul, çocuk ve diyabetik ekip birlikte yakın çalışmalıdır.

Tüm çocuklarınızı basit karbonhidrat dediğimiz sağlıklı ve şekersiz beslenme alışkanlıkları edinmeye teşvik edin ve her koşulda sporun hayatlarında var olmasını sağlayın.

Diyabet teşhisi konulan çocuklarda amaç, HbA1c adı verilen ortalama üç aylık kan şekeri seviyesini 7,5’in altında tutmaktır. Tüm bu hedeflere ulaşmak için, sık kan şekeri ölçümleri ve diyabet ekibi ile yakın temas çok önemlidir. Bu hedefe ulaşmak için aşağıdakilere dikkat etmelisiniz:

Günde 5 veya daha fazla kan şekeri ölçümü.

Her öğün için uygun insülin / karbonhidrat oranını kullanarak yemek öncesi insülin dozlarını ayarlayın.

Yemeklerden önce insülin almadan önce kan şekerinizi kontrol edin.

Gün boyu atıştırmalıklar için ekstra insülin.

Düzenli egzersiz yapın (haftada en az 3 gün).

TİP 1 DİYABETİ GÖSTEREN BELİRTİLER NELERDİR?

Tip 1 diyabet çok gürültülü bir tablodur, semptomlar başlar ve hastalar birkaç hafta içinde teşhis edilir. Aileler, belirli semptomları olan çocuklar için acil tıbbi yardım almalıdır. Çünkü diyabet erken teşhis edilirse tedavi süreci diyabetik koma adı verilen yaşamı tehdit eden bir durum ortaya çıkmadan önce başlar. Bu buluntular arasında;

Çok su içme

Çok idrara çıkar

İdrarını tutamamak,

Alt ıslatma,

Çocukta iştah artışı, kilo kaybı ve kilo kaybına rağmen,

Zayıflık,

Ağzım aseton gibi kokuyor.

Kısırlık ve Tüp Bebek Tedavisi

Dondurulmuş yumurtalar da kalitelidir

Yumurta dondurma, sağlık nedenleriyle yumurta kaybetme riski taşıyan kadınların yanı sıra hamilelik planlarını erteleyen veya yumurta sayısını azaltmaya başlayan tüm kadınlar için önerilir. Gelişen teknoloji sayesinde dondurulmuş yumurtanın kalitesi çözüldüğünde bozulmaz ve kadınlar hamileliği düşünürken bu donmuş yumurtalardan hamile kalabilirler. Kadınlarda yumurtanın dondurulması gerekli değildir.kısırlık çözümleri, tüp bebek, tüp bebek tedavisiİkizlerin olabilir

Geçmişte, IVF tedavisinin başarı şansını artırmak için rahim içine birden fazla embriyo transfer edilmiştir. Ancak çoğul gebeliklerin önlenmesi ve anne ve çocuğun sağlığının korunması amacıyla Sağlık Bakanlığı uzun süre ikiden fazla embriyonun transferine izin vermedi. Bu durumda, üçüz ve dört çocuğunuz olmayabilir, ancak tüp bebek tedavisi ile ikizlere sahip olma şansınız vardır. Doğal olarak gebe kalan bir kadında ikiz olma şansı yaklaşık yüzde 3 olduğu için tüp bebek tedavisi ile bu rakam yüzde 30’un üzerindedir.

Şu anda rahme ikiden fazla embriyo transfer edilemez, ancak gebelik olasılığı hariç tutulmuştur. Gelişen teknolojiler ve ilaçlar sayesinde artık tek bir embriyo transferi ile bile gebelik elde etmek mümkün.

Yüksek başarı oranları

Gelişen teknolojiler ve ilaçlar sayesinde tüp bebek sahibi olma şansı her geçen gün artmaktadır. Başarılı ameliyatların sayısı arttıkça tedavi süreci çiftler için daha az karmaşık hale gelir. Çiftlerin, özellikle anne adaylarının, daha etkili ve daha az etkili tedaviler nedeniyle yaşam kalitesinde önemli bir düşüş yaşamadıklarını vurgulamakta fayda var.

Ahlak önemlidir

Her tedavide olduğu gibi tüp bebek tedavisinde de psikoloji büyük önem taşımaktadır. Moralinizi koruyun, tek başına tedaviye odaklanmayın, tedavi süresince günlük hayatınıza devam edin, hobi edin vb. Meşgul olmak önemlidir. Tüp bebek girişimleri başarısız olmuş çiftleri seçmek ve morallerini bozmak özellikle yanlıştır. Çünkü her çiftin tedavisi benzersizdir. Bir çift için işe yaramayan bir yöntem sizin için işe yarayabilir. Bu nedenle olaylara olumlu yaklaşmak ve gerekirse profesyonel yardım almak önemlidir.